Bu haber :28/08/2022 15:15 Tarihinde Eklendi 11357 Kez Okundu

KASTAMONU TAŞKÖPRÜ’DE PETROL

Kastamonu’nun Taşköprü ilçesinde yaşayan vatandaşlar, 37 yıl önce yapılan sondajın ardından demir borularla ağzı kapatılan ve o dönemde çıkarttıkları petrolü çakmakla yaktıkları kuyunun yeniden açılarak incelenmesini istedi.

Kastamonu'nun Taşköprü ilçesine bağlı Alatarla köyünde 37 yıl önce uzun süre petrol çalışmalarının yapıldığı sondaj kuyusu, demir boru ile kapatıldı. Köyde yaşayan vatandaşlar, yakın bir zamana kadar ağzı kapaklı olan demir borudan aşağıya sarkıttıkları bidon ile çıkarttıkları petrolü yaktıklarını söyledi. Demir borunun kapağının kesilmesi ve içerisine ağaç dalları gibi atıkların atılması sonrasında içerisinin dolduğunu belirten vatandaşlar, bölgede petrol arama çalışmalarının yeniden başlatılmasını istedi.

“1985 yılında ‘Esenlik köyünde petrol umudu' diye haber yapmıştım”

1985 yılında Taşköprü'nün Esenlik köyüne gelerek ‘Esenlik köyünde petrol umudu' diye haber yaptığını anlatan Gazeteci İzzet Sarı, “Ben, 1985-1986 yılında Hürriyet Gazetesinde çalışırken bu bölgeyi haber yapmıştım. Alatarla pazarında bir konuşma duydum. Esenlik köyünden Kel Selim lakaplı şu anda vefat etmiş, bir büyüğümüzün buradan gaz çıkarttığını, buradan herhangi bir şekilde yabancı madde çıkarttığını konuştular. Ben de Kel Selim lakaplı büyüğümüzü arayıp buldum, Kel Selim ile buraya geldik. Burada kendisi bir düzenek yapmıştı. O düzenek ile kuyudan petrol ya da gaz her ne ise çıkartmıştı. Çıkarttığını kenara döküp yakmıştı. Biz o zaman bu olayı 1985 ya da 1986 yılında ‘Esenlik köyünde petrol umudu' diye haberini yapmıştık. Benim geldiğim dönemde o zaman betonun üzerinde 1950 yılı diye buranın yapılışının tarihi yazıyordu. 1950'li yıllarda bu kuyu açılmış anladığımız kadarıyla. O dönemde Kel Selim, bu kuyuyu Alman bir firmanın açtığını söylemişti. Biz kuyudan çıkarttığımız o maddeyi bizim gözümüzün önünde yaktı. Ben gözümle yandığını gördüm. Kurduğu düzenekle çıkarttığı maddeyi gördüm. Zift gibiydi. Mazot mudur, gaz mıdır, benzin midir ben bilemiyorum bunu ama ben bu olaya şahit oldum. Burada kaç metreye kadar gidildi bilemiyoruz ama o günkü teknoloji ile bu kadar çıkartılabilmiş. 2022 yılına geldik, bugün derin denizlerde 1500-2000 metreye kadar çok rahat sondaj yapabiliyor. Buralardan petrol çıkartabiliyor. Eğer buraya Türkiye Petrolleri ya da devletimizin yetkilileri buraya gelip yeni teknoloji ile tekrar burada bir sondaj çalışması yaparsa ben, inanıyorum buradan petrol çıkacağına ama doğalgaz da olabilir. Biz buna şahit olduk, bölgede kime sorarsanız sorun burayı herkes böyle bilir. Ben de buna şahidim, bu bölgenin yetiştirdiği bir gazeteci olarak. Tek sorun yetkili birisi gelip buraya incelemede bulunacak. Burasının ağzı kapalıydı, vidalı bir şekildeydi. Şimdi orasını kesmişler, biz de yeni gördük. Buraya gelinip bir araştırma tahlil yapılacak. Var ise vardır, yoksa da yoktur. Bu sadece bu bölge için değil, devletimizin de menfaatine olacaktır” diye konuştu.
Demir borunun ağzının kapalı olmasından ötürü içerisine bidon indiremediklerini söyleyen Sarı, “Ben 1985 yılında burasını haber yapmıştım. Esenlik köyünde petrol umudu diye. Kel Selim ile buradan biz petrol çıkarttık. Biz de o umutla buraya geldik ama baktık ki bölgede çocuklarda olabilir, başkada nasıl oldu bilemiyoruz. Kuyunun içinden çıkartılacak petrol için ip, hayat, bidon gibi malzemelerde getirmiştik. Ama demir borunun içerisi dolu olduğu için maalesef indiremedik. Demir borunun içerisinin temizlenmesi gerekiyor, ondan sonra çıkartılabilir” diye konuştu.

“Alatarla köyünde de Alman bir firma tarafından dükkanımızın önüne kuyu açıldı, sonra kapatıldı”

Alatarla köyünde dükkanlarının önüne Alman bir firma tarafından kuyu açıldığını belirten Hüseyin Yıldırım ise, “Yıllar önce dükkanımızın önünde, Alatarla köyünde aynı kuyudan bir tane daha var. Üstü kapatılmış, yalnız o kuyudan su çıkıyordu. 150-200 metre derinlikten geliyor deniliyordu. Çok tuzluydu, herkes özellikle o sudan çay yapmak için gelirdi. Şimdi ben bu kuyuda da aynısını hissediyorum. Ama buradaki kuyudan bizim köylerimiz duymuştu. Buradan petrol çıktığını, fenerde bunun yandığını söylerlerdi. Bu söylentiler bizim kulağımıza geldi ama hiç kimse o zaman aldırış etmedi bu zamana kadar. Ama bu kuyunun içerisine doldurmuşlar çomaklarla. Bu kuyuda beton falan yok, sadece içi çomaklarla doldurulmuş. O yüzden içinden numune alınamıyor. O yüzden temizlenmesi gerekiyor, o zaman bidon aşağısına salınabilir. Devletimiz, bu işlerle ilgilenmesi gerekiyor. 70-80 yıl önce belki de 100 yıl önce eski insanlar gelip bu kuyuları açmışlar. Buraların projelerini yapmışlar, buralarda bir şeyler olduğunu hissetmişler. Gazdır, petroldür veya başka bir şeydir hissetmişler ama yalnız buralar bir şekilde kapatılmış, şimdi ise gelip buralara bakan kimse yok. Buralara tekrar gelip bakılmasını istiyorum ben. Gelsinler buralara baksınlar, var ise bu devletimiz için Türkiye için bizim için çok yararlı olacaktır. İlgililerinin buralarla ilgilenmesini, bizlere yardımcı olmasını istiyorum” şeklinde konuştu.

 

“Atalarımız, kuyuya bez atıp çektiklerinde yanmış, bize öyle anlattılar”

Esenlik köyü sakinlerinden İsmail Kartal da, “Atalarımız zamanında buraya bez parçası salmışlar, dışarı çekmişler ve yakmışlar. Bez parçası yanmış bir şekilde. O zamandan beri de burası böyle duruyor. Bu olay 20-30 yıl öncesine kadar oldu. Burada ben kuyu olduğunu, sondaj yapıldığını biliyordum. Köylüler, kuyuya bez attık, çektiğimizde yandı derlerdi. Biz de ondan sonra yaklaşmadık derlerdi” ifadelerini kullandı.

“Demir borunun ağzı açılmış, içerisine de ağaç dalları atılmış”

1994 yılından beri muhtarlık yaptığını söyleyen Esenlik köyü muhtarı Şaban Garpaslan, “Bu kuyu hakkında kulaktan dolma bilgilere sahibiz. Bu kuyuda daha öncesinden petrol olduğu söylenirdi. Ama burası ne kadar derindir bilmiyorum. Bu kuyudan petrol ya da gaz gibi bidonlarla çekilip köyümüzde eskiden kullanılmış. O konuyu çok fazla ben bilemiyorum. Devletimiz buraya sondaj yapmış. Ne zaman sondaj yapıldı, onu da bilmiyorum. Ama bizim çocukluğumuzdan beri bu kuyu burada var. Bunun ağzı kapalıydı, ağzı açılmış, içerisine de ağaç dalları falan atılmış, o yüzden de kapanmış. Çocukluğumuzda buraya gelip numune alırlardı ama kimler gelirdi bilmiyorum. Alatarla köyünde de buna benzer bir sondaj kuyusu var. Bir de bizim köyümüzde bundan var” dedi.