Bu haber :02/05/2021 21:35 Tarihinde Eklendi 3305 Kez Okundu

2020 YILINI DEĞERLENDİRDİ

Karabük Belediye Başkanı Rafet Vergili’nin BRTV ekranlarında katıldığı programın satırbaşları;

 

“Belediyemize verilen görevlerin fazlasını yaptık”

“Sokağa çıkma kısıtlamasıyla birlikte Karabük’te hasta sayısında çok büyük düşüş olduğu görünüyor. Karabük’ün bunu çok iyi değerlendirmesi lazım. Bunu yetkili kurumlara bırakmak çok doğru değil, vatandaşların tedbirini kendisinin alması doğruydu ama biz nedense her işimizi,  bu hastalığı dahi devlet çözsün diyoruz. Bu devletin değil bizim çözebileceğimiz bir durum. İnşallah daha fazla kayıp olmadan bu virüs biran önce ortadan kalkar.

 

Bu virüsle ilgili belediyemize verilen görevlerin fazlasını yaptık.  Biz bu hastalığın çıktığı ilk günlerde valiliğe verdiğimiz raporda iş yerlerinde uyulması gereken kurallara kadar madde madde hazırladık. Bu raporu da KARDEMİR’den tekstil atölyelerine kadar bütün iş yerlerine faksladık ve mail attık. Biz bununla ilgili çalışıyoruz, önlemler alıyoruz, ama ben bu kadar rahatlık görmedim. Hiç kimsenin umurunda dahi değil. Bir taraf hastalanıyor, bir taraf iyileşiyor. Geçenlerde kendi iş yerimin ofis kısmındaki herkes pozitif çıktı, 10 gün ofisi kapattım. Orayı açacak bir kişi dahi bulamadım. Siz ne kadar itina gösterirseniz gösterin dışarıdan bu hastalığı alma olayı çok fazla. Önemli olan şehirde bu hastalığın kesilmesi. Şehirde bir kişi de dahi olsa tekrardan etrafınızdaki bir kişide de bu hastalığın çıkması söz konusu olabilir.

Dünya umudunu aşıya bağladı. Aşılanma başlandı ama daha bir etkisi görülmedi. Zamanla etkisini göreceğiz diye düşünüyorum. Aşı olunduğu zaman benim bildiğim kadarıyla ‘Ben rahatım, maskesiz gezeceğim’ diye bir olay yok. Herkes aynı şekilde kurallara uyacak. Aşı karşıtlığı neden oluyor bilemiyorum. Eskiden sağ-sol vardı. Eğer sen solcuysan Çin aşısı ol, şayet ‘kabul etmiyorum’ diyorsan da Amerikan aşısı ol! Ben devlet onaylı aşıyı olurum. Devlet onaylı aşı olduktan sonra bunu tartışmaya gerek yok ki.

 

Bu aşı vurdurmak istememe olayı aslında İtalya’da bir doktordan ortaya çıktı. O doktor aşı hakkında “Bill Gates’in programı, insanlar kodlanacak” gibi enteresan iddialar ortaya attı. Bakarsanız Joe Biden dahi aşı oldu. Aşı olmayacak insanlar için bir müeyyide uygulanabilir ona ben bir şey diyemiyorum. Bugün Afrika’ya dahi giderken size 8-10 tane karma aşı yapıyorlar. Yine eskiden hacca gidenlere mutlaka aşı yapılırdı. Şimdi de herhalde yurt dışına çıkarken covid aşın var mı yok mu diye soracaklar”

“Covid süreci projelerimizi aksatıyor”

“Covid sebebiyle işler yürümüyor. Soğuksu Mahallesindeki kentsel dönüşümle ilgili işlemleri hiç yürütemiyoruz. TOKİ’nin Ankara’daki merkezi de 9 aydır covid ile boğuşuyor. 15 gün evvel bu işlerden sorumlu genel müdür yardımcısı da tedavi görüyordu. Covid sebebiyle iş yürümüyor. Yoksa başka bir problemimiz yok.  Grup çalışılmaları yapılamıyor. Örneğin Karayollarına proje çalışması sunmuşuz. Bu projeyi bir kişi incelemeyecek ki. “Şöyle böyle” diyen, ‘Soğuksu mahallesine korkma gel’ diye mesaj atan birkaç kendini bilmez arkadaş var. Benim ne korkum olacak. Yürümüyor işte, devlet yürütecek, ben mi yapacağım bunu. Benim Soğuksu Mahallesine gitmekten imtina eden bir adamım yok ki. 2 hafta önce benim şoförüm de dâhil herkes covid oldu. Arabamı dahi kendim kullandım. Abu sabuk konuşuyorlar. Covid olmasa ben şuana kadar kentsel dönüşümü çözmek istemez miyim? Her gün söylüyorum. Onlarda bunaldı artık. Bu kaosun içerisinde çalışmaları başlatmaya çalışıyoruz. Böyle sıkıntılar varken vatandaşımızın bazı şeyleri iyi düşünmesi lazım. Ben Soğuksu Mahallesinde kentsel dönüşüm bekleyen basiret sahibi dostlarıma sesleniyorum; kentsel dönüşümü en kısa sürede başlatmaya çalışıyoruz. Bu dönem içerisinde kentsel dönüşüm kesinlikle gerçekleşecek. Bugüne kadar orada kentsel dönüşüm oldu. Siz neden karşı çıktınız? Otobüslere binip binip Ankara’ya gidiyordunuz. Yapmayın etmeyin dedik. Ankara bu arkadaşlar yüzünden kentsel dönüşümü program dışına çıkarttı. Şimdi de yalvarıyoruz tekrar programı başlatmak için.

 

Aynı şekilde Karayollarıyla ilgili de çalışmalarımız askıda kaldı. Yılbaşına kadar bu proje de tasdiklenecekti, o da bir buçuk ay ertelendi. Her şey hazır, ancak covid sebebiyle işler yürümüyor. Biz izin alabilirsek KARDEMİR kavşağından önce çalışmalara başlarız. KARDEMİR kavşağının ihalesi yapıldı ama hala bir şeyler soruyorlar, halen sınırları belirlenemedi. “

 

“Şubat ayında çöpümüzü yeni alana dökeriz”

“Katı Atık Bertaraf Tesisinin yapılacağı yer şehir merkezine çok yakın ve hiç kimseye zararı olmayacak bir yer. İçerisinde ufak tefek kamulaştırılacak yerler varsa. Belediye olarak ot bedellerini, iz bedellerini ödedik. Yer hazırlandı ve birliğe tahsis edildi. Bu işin yapımı aşağı yukarı 50 milyon lira civarındadır. Sonradan bir ihale daha yaptık. Hiçbir belediyeden ve birliğin cebinden 5 kuruş çıkmadan enerji üretiminden de pay alarak ihale yapıldı. O arkadaşlar da işlemine başladı. Önümüzdeki sene Haziran’a kadar yetiştirme mecburiyetleri var. Tahmin ediyorum biz Şubat veya Mart’tan itibaren çöpümüzü yeni çöp sahasına dökeriz. “

“Karabük’e kazandırırlarsa buraya paha biçilmez”

“Devlet Demiryolları projesi de tamamen durmuş vaziyette. Biliyorsunuz buraya Millet Bahçesi yapmakla ilgili bir proje var. Şayet bu proje gerçekleşecekse biz haklarımızdan feragat ediyoruz. Vali Bey ve milletvekilleri buranın üstünde durup Millet Bahçesi olarak Karabük’e kazandırırlarsa buraya paha biçilmez. O program ne kadar yürüyecek ben bilemiyorum ama diğer program devam ediyor. Devlet Demiryolları buradan bir şekilde çıkacaktır. Ben Devlet Demiryolları arazisini arsa olarak değerlendirdikten sonra Demiryollarının isteklerine cevap verebilirim. Yoksa Karabük Belediyesinin bütçesi buna yetmez. Burası yapılırsa Karabük’ün sosyal ihtiyacı tamamen karşılanmış olur ve en güzeli de meydan da neden ağaç yok diye hiç kimse tartışamaz.

 

Kent meydanının yanındaki alanı KARDEMİR Valiliğe devrederse ve oraya valilik binası yapılırsa mükemmel olur. Bizim de oranın hemen yanındaki Adliye binası yıkılırsa caminin külliyesi oraya yaparız gibi bir düşüncemiz vardı. Orada Adliye olsa da olur olmasa da olur. Güzel bir mimariyle Valilik binası ve Adliye binası orada mükemmel olabilir. Meydanların yanına bu tür işlevleri olan kurumlarla canlanması en doğrusudur.  

 

KARDEMİR’e de haksızlık oluyor. Gerçi KARDEMİR’in de haksızlık yaptığı yerler oluyor. Zamanında KARDEMİR bir arıtma tesisi yapacaktı. Bildiğim kadarıyla 100 dönümlük yeri hazine sattı. Madem böyle bir ihtiyacı var, şehir merkezindeki bu yer böyle bir şeyle takas edilebilirdi ve iki tarafında işi görülürdü.  Alternatif işlerle hiç kimse gelmiyor. Tabi önce İmam Hatip Lisesinin orada KARDEMİR’in arsası var, oradan bir başlasınlar.

 

Bilim ve Teknoloji Merkezinin arsası boşaltıldı. Hazineden tahsisini bekliyoruz. Covidi göz önünde bulundurmayıp iyi şartlarda düşünürsek önümüzde 3-4 aylık bir süreç var. “

“ Şimdiye kadar 25 km yağmur suyu drenaj hattı döşedik”

“Yağmur Suyu Drenaj Programının ana arter olarak söylüyorum; şuanda 24 bin 300 metresi yapılmış. Kılcal arter ve değişecek kanalizasyonlarla beraber tahmin ediyorum 65-70 kilometre daha hat çalışması yapılacak. Şuanda yağmur sularıyla ilgili problem olan her noktada çalışma yapılmış oluyor. “

“Eski belediye binasının gelirini kesintisiz ulaşım projelerine kullanacağız”

“Eski belediye binasının olduğu alana Ticaret Odası güzel bir proje çizmiş. Orayı Ticaret Odası ihaleyle aldı ve hayata geçirmesi kaldı. Oranın alt katındaki dükkânların hepsi bizim. O dükkânları satacağım. Çünkü yapacağım ve alt ve üst geçitlerin finansmanı olarak kullanmayı düşünüyorum.  Ticaret Odasının binası bittikten sonra o kapalı caddeyi de yenileyeceğiz.

 

Sosyal Yaşam Merkezlerimizi devlet izin verdiği süreçte açıyoruz. 2024’e kadar 6 tane daha Sosyal Yaşam Merkezi yapacağız.”

“Şuanda ancak su arzının devamını sağlıyoruz”

“Karasu saniyede 1000 litre su veriyordu. Geçen sene suda azalma oldu 650 litreye düştü. Oraya, 8-10 kilometre uzağa bir baraj yapılıyor ve o sebepten olabileceği konuşuluyor.  Geçen sene su 650 litreye düşünce biz ne yapabiliriz diye düşündük. Devlet Su İşleriyle görüşmemiz neticesinde biz oraya kuyu kazmaya karar verdik. Burayı besleyecek şekilde 200 litreden toplamda 600 litre olacak şekilde 3 adet kuyu kazdık. Oranın elektrik tesisatı çekilmedi. Biz oraya jeneratör uyguladık ve 1 tane pompayı çalıştırabiliyoruz. Böylece Karabük ve Safranbolu’nun su ihtiyacını karşılayacak şekilde su temin edebiliyoruz. Bizim arıtma tesisimizin çalışması için 1000 litrelik suyun gelmesi lazım. Bunun 600-700 litresini arıtmamız lazım. Oradan 150-200 litresini de Araç Çayına veriyoruz. Biz arıtacak kadar şuanda su sağlayamıyoruz. Bazı vatandaşlarımızın sudan şikâyetleri var ama biz şuanda ihtiyaç olan suyu sağlıyoruz. Arıttığım zaman suyun yetmesi mümkün değil. O zaman Safranbolu’ya su vermememiz lazım. Ama bir şehre su vermeden bütün kaynakları kendin kullanman doğru değil. Diyelim ki çok daha büyük krizlere girildi, o zaman ben Hamzalar’daki pompaları da faal olarak tutuyorum. O zaman şehrin bir tarafını Karasu’dan, diğer tarafını da Hamzalar’dan besleyeceğiz. Biz susuz kalmayacağız ama şuanda arıtılmış su veremiyoruz. Onun için dostlarımız şuanda hiç şikâyet etmesinler, biz şuanda ancak su arzının devamını sağlıyoruz. “

 

“Ben işçimden memnunum, Allah’ta onlardan razı olsun”

 

“Toplu sözleşmeyle ilgili işçilerin memnun olup olmadığını bilemem. Belirli bir kesim hoşnuttur, bir kısım işçi de hoşnut olmayacaktır. Onlara ne verirsen ver hoşnut olmayacaktır. Biz aşağı yukarı 40 ikramiye verdik ki bu hiç ortada olmayan bir şeydi. Rahatlasınlar, herkesin yüzü gülsün diye verdik bunu. 3226 lira en düşük ücret. Giydirilmiş olarak söyleyeyim; ikramiyeleri, yemek paraları gibi sosyal haklarla bir işçinin normal aldığı para 3707 lira. Burada isteyen Allah razı olsun diyecek isteyen demeyecek. Benim için hiç önemli değil.  Bu civarda bir tane daha örneği varsa onu konuşacaklar. Ben kendimi en fazla nereye kadar zorlayabilirsem zorladım ve bu paraları verdim. Hatta ikramiyelerini sıkıntısız alabilsinler diye ikramiye tarihini emlak vergisi toplama aylarına koydum. Çünkü o ara bizim paramızın en bol olduğu dönemdir. Ben işçimden memnunum, Allah’ta onlardan razı olsun.”

“KARDEMİR’le bir toplantı yapıp isteklerimizi tekrardan gündeme getireceğim”

“KARDEMİR’in yeni yönetimiyle yakında bir görüşmemiz olur. Şuanda çalışan ünitelerin tam randımanlı çalışmadığını ben görüyorum. 10 gün önce kendi çektiğim fotoğraflar var. KARDEMİR yatırımlarını tamamlamış olsa, zerre kadar toz göremezsiniz. KARDEMİR çok iyi para kazanamaya başladı. Mevcut yönetim çok iyi bir dönemde yönetim kuruluna gelmiş oldu. Şuanda bize KARDEMİR’e söz söyleme hakkı doğdu. Yılbaşının hemen akabinde KARDEMİR’le bir toplantı yapıp isteklerimizi tekrardan gündeme getireceğim. Bunu da bir an evvel yapmaları gerekiyor. Dünyanın bu kadar modern döneminde artık bu işleri savsaklamaları doğru değil.”

“Bize izin vermiyorlar ama Şefik beye izin vermişler!”

“Araç Çayı için bize izin vermiyorlar, ama Şefik beye izin vermişler. Bunun sebebini DSİ’ye sormak lazım. Bize “kontrolsüz sel taşkını var, baraj olmadan izin vermeyiz” deniyor. Çok doğru bir düşünce. DSİ neye güvenerek Şefik beye izin vermiş ben onu bilemiyorum. Bizim yapacağımız yer Şefik beyin yaptığı yer gibi az su ile olacak bir yer değil. Bizim suyu en az 3 metreye yükseltmemiz lazım. Biz çok daha modernini yapacağız. “

 

“Karabük’e ne yapıldıysa tamamı bizim dönemimizde yapıldı.”

 

“Kartaltepe kentsel dönüşüm bölgesi değil, artık bizim bölgemiz. Oranın şuanda ihale aşamasındayız ve yakında da ihalesine çıkarız. Oraya lüks binalar yapmayı düşünüyoruz.

Meydanından, Dolmuş duraklarına, Kütüphanesinden, Sosyal Yaşam Merkezlerine bir sürü projeye imza attık. Hangi birini sayacağız ki. Diğer belediye başkanlarının yaptıklarından bana bir tane göstersinler.  Bir tane var, o da her gün tartışılan terminal. Birde şuanda kullanılan Valilik binası var. O da Hüseyin beyin zamanında başlamış ama tüm parasını ben ödedim. Kredi almışlar bir kuruş ödememişler. Karabük’e ne yapıldıysa tamamı bizim dönemimizde yapıldı.”

“Bir iki tane çok bilen arkadaşlar var..!”

TOKİ’nin emekli konutlarından 100 daire alacaktık ancak ondan vazgeçtik. Çok iş bilgisine sahip olan meclisimiz reddetti. Karabük Belediyesinin bütçesini, hesabını, kitabını çok iyi bilen meclis üyeleri var şuanda Karabük’te. Safranbolu’ya yapacağımız yatırımımız reddedildi. Spor Vadisi projesinin yüzde 70’i bitmiş vaziyette. Bu yaz gelmeden Spor Vadisi’nin kullanımı başlayacak. Safranbolu tarafına da yapalım istedik. ‘Karabük’ün kaynaklarının Safranbolu’da kullanılmasını istemiyoruz’ dediler. Biz Ege’de falan mıyız, orası Yunan adalarımı? Ben hayatımda böyle bir şey görmedim. Bir iki tane çok bilen arkadaşlar var şehre hizmet ettik sanıyorlar.  Ne oldu havaalanına imza atmıştınız, takip ediyor musunuz, yapılıyor mu hava alanı? Ben şuanda karşısındayım. Yapılması mümkün olmayan bir havaalanı. Ben hayallerle neden vakit kaybedeyim? Yapsınlar göreyim o havaalanını. Oraya yapılacak havaalanının 3 misli masrafını kurumların harcaması lazım. Sonrasında Şefik beyin havaalanını yapması lazım. ‘Rafet Vergili Havaalanı’ yazsınlar ben yaparım orayı. Geriye harcanacak para bu kadar yani.

Kendi yakınlarıma ihale mi verdim? Bir tane yakınım ihale dosyası dahi alamaz. Benim kardeşim Karabük Belediyesine bir defa hayırlı olsun diye geldi. Hakikaten benim canımı sıkıyorlar. Benim bir tane Karabük sevdam var, onu da bunların engellemeye gücü yetmez. Ben bugüne kadar Karabük’ün hayrının dışında hiç bir şey yapmadım. Bazı şeyleri mal etmeye kalkarlarsa da hiç üstüme dahi almam. El atıp da şaibesi olmayan bir şeyi söylesinler.  Bulsunlar benim müdürlerimden, işçilerimden. Bizim alnımız açık, ayna gibi hem de. Karabük Belediye Meclisine herhangi bir şey getiriyorsam, ki bunlar benim değil müdürlüklerimin getirdikleri talepler, onlara karşı çıkıyorlar.

 

“Eğer benim kabul etmediğim bir şey varsa elini kaldırmazsın”

“Hastane oraya mı yapılması lazımdı? O tarihte hastanenin oraya yapılmasına biz karşıyız. Konu meclise geldi Ne kadar karşı olsak da, o dönem o kadar güzel uyum sağlamışız ki, bir tek ben muhalefet şerhi koymak için hayır dedim. Bizim arkadaşlarımızın hepsine de rica ettim ve “evet deyin” dedim.  29 tane evet çıkarken bir tek ben hayır oyu verdim. Çünkü ben buna aşırı karşıydım. Budur uyum. Eğer benim kabul etmediğim bir şey varsa elini kaldırmazsın. Üstüne basa basa hayır veya evet diye el kaldıramazsın. Terbiye olsa, biraz ilke olsa evet diye el kaldırmaz. Bu laflardan da utanmaz o arkadaşlar.”

Yine hastanenin orada başka bir problem var ve bizden başkası çözemez. KARDEMİR yer verecek veriyorum, vermiyorum oynuyorlar orada. İmam Hatip Lisesi yapılmış bu memlekette. Madem protokolde ‘size yukarıyı devrediyoruz, bu alanı da bize verin’ deselerdi. Hem İmam Hatip yaptırıyorlar, hem bu İmam Hatip yerine bir tane daha İmam Hatip yapılacakmış. Neden tekrar İmam Hatip yapılıyor? Hastanenin ek ünitelerinin yapılabilmesi için İmam Hatip Lisesinin yerinin alınması lazım, sonra da hastaneye ek üniteler yapılabilecek. Bakın yetmiyor hastane şimdi. O hastane oraya yapıldığına göre orayı en iyi hale getirmeye çalışırsın. O dönem hastanenin oraya yapılmasına karşı olmama rağmen benim arkadaşlarımın hepsi el kaldırdı. Ama sen, senin seçim propagandan da kullanmış olduğun bir projeyi kullanmaya çalışıyorsun. Ne havaalanı yapacaksın sen oraya? Anca pervaneli uçak indirip kaldırırsın. Biz o kadar cahil miyiz, saf mıyız? 100 milyon lira Özel İdare, 25 milyon lira Üniversite, 15 milyon lira da Şefik Bey para harcar oraya. Şimdi sen Şefik Beye havaalanı mı yaptırmış olacaksın oraya?

“Bu işi temizleyecek birileri varsa, o da KARDEMİR’dir”

“Ben Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş maçlarında dahi Karabükspor tribünlerinin dolduğunu görmedim. Mavi Ateşin dışında Karabükspor’u destekleyen kim vardı? Ben şahsen görmedim. Şimdi Karabükspor sevdalıları on binleri geçti. Şefik Bey ne güzel oraya başkan olacaktı. Bir akşamda işin içerisine siyaset girdi. Şefik beyi o dönem ben ikna etmemiş miydim? Ben Karabükspor’a el atmamış değilim ki. Bana neden destek verilmedi? Bir tane Karabükspor’lu adam gelmedi yanıma. Sonra yine bu işin kavgasını verdim. Yine Karabükspor’luları yanımda göremedim. Şimdi ‘MARZİNC’den para al’ diye yazıyorlar. Ben MARZİNC’den ne parası alacakmışım. Ben MARZİNC’den Karabüklülerin hakkını aldım. Ayrıca MARZİNC’den para almanın peşinde bir adam da değilim. Bu işi temizleyecek birileri varsa, o da KARDEMİR’dir. Daha önceki yönetici arkadaşlar gitsin bu işi temizlesin. Bize kimsenin bir şey demeye hakkı yok.